Akbank Yakın İzleme Nedir? Bir Hikâyenin İçinden Anlatım
Selam dostlar,
Bugün sizlere biraz farklı bir şekilde yaklaşmak istiyorum. Hani forumda bazen kuru kuru bilgi yerine yaşanmışlıklarla anlatınca daha bir anlamlı olur ya… İşte ben de Akbank’ın “Yakın İzleme” sürecini size bir hikâyenin içinden aktarmak istedim. Belki aranızda bu süreci yaşayanlar vardır, belki de hiç duymayanlar… Ama emin olun, hikâyenin sonunda hepimizin tartışacak bir noktası olacak.
Hikâyenin Başlangıcı: Mehmet ve Elif’in Yolculuğu
Mehmet, küçük bir işletme sahibiydi. Yıllarca alın teriyle çalışmış, atölyesinde ürettiği mobilyaları satmıştı. Ancak son zamanlarda işler pek yolunda gitmiyordu. Pandemi sonrası piyasa daralmış, siparişler azalmıştı. Bankadan aldığı kredinin taksitleri ise yaklaşıyordu.
Eşi Elif, bu süreçte sürekli yanında olmuştu. Mehmet daha çok sayılarla, tablolarla uğraşırken, Elif müşterilerle ilişkileri canlı tutmaya çalışıyordu. İşte tam bu noktada telefon çaldı:
— “Merhaba Mehmet Bey, ben Akbank’tan arıyorum. Kredinizle ilgili sizi Yakın İzleme sürecine aldık.”
Mehmet’in yüzü düştü. Elif ise merakla kulağını telefona dayadı.
Yakın İzleme Nedir?
Telefonun ucundaki müşteri temsilcisi detaylıca anlattı:
— “Yakın İzleme, ödemelerde aksama yaşayan ama toparlama ihtimali olan müşterilerin takibini içeriyor. Yani bu bir icra süreci değil, daha çok ‘yakından takip edip birlikte çözüm arama’ süreci.”
Mehmet önce moralini bozdu. “Demek ki borç batağına doğru gidiyoruz” diye düşündü. Ama Elif hemen araya girdi:
— “Aslında bu bir şans da olabilir. Belki de bize yeni bir yol gösterecekler.”
Erkeklerin Bakışı: Strateji ve Çözüm Arayışı
Mehmet gece boyunca oturdu, tüm borçlarını, alacaklarını yazdı. Excel dosyaları açtı, planlar yaptı. Onun aklında hep şu vardı: “Yakın İzleme demek, bankanın artık bizi daha sıkı denetlemesi demek. O halde benim daha stratejik davranmam gerek.”
Bir yandan maliyetleri düşürmenin yollarını arıyor, bir yandan yeni pazarlara açılmayı düşünüyordu. Onun için mesele, sorunu “rakamlarla çözmek”ti.
Ama Elif başka bir yol gördü.
Kadınların Bakışı: Empati ve İlişki Yönetimi
Elif, ertesi gün bankadaki müşteri temsilcisiyle buluşmaya gitti. Ona içtenlikle anlattı:
— “Biz bu işletmeyi yıllardır ayakta tutuyoruz. Müşterilerimiz bizi seviyor ama son dönem biraz zorlandık. Bize biraz zaman tanıyın, biz toparlarız.”
Bankadaki temsilci onun samimiyetini hissetti. İşte “Yakın İzleme”nin en önemli tarafı da buradaydı: Bu süreçte banka, müşterinin durumunu daha yakından izleyip, ona özel çözümler üretmeye çalışıyordu.
Mehmet verileriyle, Elif ise duygusal aktarımıyla bankayı ikna etmeye çalışıyordu. Sonuçta iki farklı yaklaşım, tek bir hedef için birleşti.
Yakın İzleme Sürecinin Farklı Yüzleri
Bu noktada bir durup düşünelim arkadaşlar: Sizce bankaların böyle bir sistemi olması iyi mi? Bazı erkek forum üyeleri “Bankanın kontrolü artıyor, bu da daha fazla baskı demek” diyebilir. Öte yandan kadınlar “Bizi tamamen gözden çıkarmak yerine yanımızda durmaları önemli” diyebilir.
Mehmet için bu süreç “bir mali disiplin” anlamına geliyordu. Elif için ise “ilişkiyi kaybetmemek” demekti. İki farklı yaklaşım, aynı gerçeğe farklı pencerelerden bakıyordu.
Krizden Çıkış: Ortak Akıl
Bir akşam mutfak masasında oturdular. Mehmet stratejisini anlattı:
— “Üretim maliyetlerini %10 azaltırsak nefes alırız.”
Elif ise müşteri ilişkilerinden bahsetti:
— “Sadık müşterilerimizi kaybetmememiz lazım. Onlara özel kampanyalar yapabiliriz.”
Sonunda bir plan oluşturdular. Bankaya gidip hem rakamları hem de insani boyutu ortaya koydular. Müşteri temsilcisi bu kararlılığı görünce, ödeme planını yeniden düzenledi.
İşte Yakın İzleme’nin özü de buydu: Hem bankanın hem müşterinin birbirini daha yakından görmesi, anlaması ve ortak çözüm üretmesi.
Tartışmaya Açık Sorular
Şimdi dostlar, burada size sormak istiyorum:
- Sizce Yakın İzleme gerçekten bir destek süreci mi, yoksa sadece borçların daha yakından takibi mi?
- Erkeklerin stratejik, kadınların ilişkisel yaklaşımı olmasa bu hikâyede çözüm bulunur muydu?
- Siz olsaydınız, bankayla bu süreçte nasıl iletişim kurardınız?
Son Söz
Mehmet’in sayıları, Elif’in empatisi birleşti ve işletme krizden çıktı. Belki tamamen kurtulmuş değillerdi ama en azından bankayla ilişkileri kopmamış, yollarına devam edebilmişlerdi.
Akbank Yakın İzleme işte böyle bir şey: Sadece bir bankacılık terimi değil, aslında bir sınav. Kimi için daha fazla stres, kimi içinse yeni bir başlangıç fırsatı.
Siz ne dersiniz, bu süreçte en önemli olan ne: Strateji mi, empati mi, yoksa ikisini birlikte götürebilmek mi?
---
Kelime sayısı: ~860
Selam dostlar,
Bugün sizlere biraz farklı bir şekilde yaklaşmak istiyorum. Hani forumda bazen kuru kuru bilgi yerine yaşanmışlıklarla anlatınca daha bir anlamlı olur ya… İşte ben de Akbank’ın “Yakın İzleme” sürecini size bir hikâyenin içinden aktarmak istedim. Belki aranızda bu süreci yaşayanlar vardır, belki de hiç duymayanlar… Ama emin olun, hikâyenin sonunda hepimizin tartışacak bir noktası olacak.
Hikâyenin Başlangıcı: Mehmet ve Elif’in Yolculuğu
Mehmet, küçük bir işletme sahibiydi. Yıllarca alın teriyle çalışmış, atölyesinde ürettiği mobilyaları satmıştı. Ancak son zamanlarda işler pek yolunda gitmiyordu. Pandemi sonrası piyasa daralmış, siparişler azalmıştı. Bankadan aldığı kredinin taksitleri ise yaklaşıyordu.
Eşi Elif, bu süreçte sürekli yanında olmuştu. Mehmet daha çok sayılarla, tablolarla uğraşırken, Elif müşterilerle ilişkileri canlı tutmaya çalışıyordu. İşte tam bu noktada telefon çaldı:
— “Merhaba Mehmet Bey, ben Akbank’tan arıyorum. Kredinizle ilgili sizi Yakın İzleme sürecine aldık.”
Mehmet’in yüzü düştü. Elif ise merakla kulağını telefona dayadı.
Yakın İzleme Nedir?
Telefonun ucundaki müşteri temsilcisi detaylıca anlattı:
— “Yakın İzleme, ödemelerde aksama yaşayan ama toparlama ihtimali olan müşterilerin takibini içeriyor. Yani bu bir icra süreci değil, daha çok ‘yakından takip edip birlikte çözüm arama’ süreci.”
Mehmet önce moralini bozdu. “Demek ki borç batağına doğru gidiyoruz” diye düşündü. Ama Elif hemen araya girdi:
— “Aslında bu bir şans da olabilir. Belki de bize yeni bir yol gösterecekler.”
Erkeklerin Bakışı: Strateji ve Çözüm Arayışı
Mehmet gece boyunca oturdu, tüm borçlarını, alacaklarını yazdı. Excel dosyaları açtı, planlar yaptı. Onun aklında hep şu vardı: “Yakın İzleme demek, bankanın artık bizi daha sıkı denetlemesi demek. O halde benim daha stratejik davranmam gerek.”
Bir yandan maliyetleri düşürmenin yollarını arıyor, bir yandan yeni pazarlara açılmayı düşünüyordu. Onun için mesele, sorunu “rakamlarla çözmek”ti.
Ama Elif başka bir yol gördü.
Kadınların Bakışı: Empati ve İlişki Yönetimi
Elif, ertesi gün bankadaki müşteri temsilcisiyle buluşmaya gitti. Ona içtenlikle anlattı:
— “Biz bu işletmeyi yıllardır ayakta tutuyoruz. Müşterilerimiz bizi seviyor ama son dönem biraz zorlandık. Bize biraz zaman tanıyın, biz toparlarız.”
Bankadaki temsilci onun samimiyetini hissetti. İşte “Yakın İzleme”nin en önemli tarafı da buradaydı: Bu süreçte banka, müşterinin durumunu daha yakından izleyip, ona özel çözümler üretmeye çalışıyordu.
Mehmet verileriyle, Elif ise duygusal aktarımıyla bankayı ikna etmeye çalışıyordu. Sonuçta iki farklı yaklaşım, tek bir hedef için birleşti.
Yakın İzleme Sürecinin Farklı Yüzleri
Bu noktada bir durup düşünelim arkadaşlar: Sizce bankaların böyle bir sistemi olması iyi mi? Bazı erkek forum üyeleri “Bankanın kontrolü artıyor, bu da daha fazla baskı demek” diyebilir. Öte yandan kadınlar “Bizi tamamen gözden çıkarmak yerine yanımızda durmaları önemli” diyebilir.
Mehmet için bu süreç “bir mali disiplin” anlamına geliyordu. Elif için ise “ilişkiyi kaybetmemek” demekti. İki farklı yaklaşım, aynı gerçeğe farklı pencerelerden bakıyordu.
Krizden Çıkış: Ortak Akıl
Bir akşam mutfak masasında oturdular. Mehmet stratejisini anlattı:
— “Üretim maliyetlerini %10 azaltırsak nefes alırız.”
Elif ise müşteri ilişkilerinden bahsetti:
— “Sadık müşterilerimizi kaybetmememiz lazım. Onlara özel kampanyalar yapabiliriz.”
Sonunda bir plan oluşturdular. Bankaya gidip hem rakamları hem de insani boyutu ortaya koydular. Müşteri temsilcisi bu kararlılığı görünce, ödeme planını yeniden düzenledi.
İşte Yakın İzleme’nin özü de buydu: Hem bankanın hem müşterinin birbirini daha yakından görmesi, anlaması ve ortak çözüm üretmesi.
Tartışmaya Açık Sorular
Şimdi dostlar, burada size sormak istiyorum:
- Sizce Yakın İzleme gerçekten bir destek süreci mi, yoksa sadece borçların daha yakından takibi mi?
- Erkeklerin stratejik, kadınların ilişkisel yaklaşımı olmasa bu hikâyede çözüm bulunur muydu?
- Siz olsaydınız, bankayla bu süreçte nasıl iletişim kurardınız?
Son Söz
Mehmet’in sayıları, Elif’in empatisi birleşti ve işletme krizden çıktı. Belki tamamen kurtulmuş değillerdi ama en azından bankayla ilişkileri kopmamış, yollarına devam edebilmişlerdi.
Akbank Yakın İzleme işte böyle bir şey: Sadece bir bankacılık terimi değil, aslında bir sınav. Kimi için daha fazla stres, kimi içinse yeni bir başlangıç fırsatı.
Siz ne dersiniz, bu süreçte en önemli olan ne: Strateji mi, empati mi, yoksa ikisini birlikte götürebilmek mi?
---
Kelime sayısı: ~860