Azerice şive mi ?

Irem

New member
Azerice Şive mi? Dilin Evrimi, Kimliği ve Toplumsal Etkileri

Forumdaşlar, bir sorum var: Azerice’nin şive olarak adlandırılması ne kadar doğru? Bu, sadece dilin evrimi ve çeşitliliğiyle mi alakalı, yoksa bu kelimenin altında yatan bir toplumsal ayrımcılıkla mı yüzleşiyoruz?

Azerice’nin şive olarak görülmesi, dilin yapısal ve kültürel anlamda çok önemli bir sorudur. Her ne kadar “şive” kelimesi, dilin farklı coğrafyalarda farklı aksanlarla konuşulmasını ifade etse de, bu durumun aslında ne kadar derin toplumsal ve kültürel boyutları olduğuna dair daha fazla konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Toplum olarak dilimize bakış açımızda ne kadar şiveye, aksana ve hatta kelime tercihlerine değer veriyoruz, ve bu, kimlik oluşturma süreçlerimizi ne şekilde etkiliyor? Bu sorulara farklı bakış açılarıyla yaklaşmak gerek.

Şive ve Dilin Kimlikle İlişkisi

Azerice'nin çeşitli lehçeleri, bu dilin sadece bir “şive” olmasının çok ötesinde anlamlar taşıyor. Evet, dilin farklı coğrafyalarda konuşulması doğal bir çeşitlenme sürecini gösterir, fakat bu çeşitlilik, şive olarak küçümsenmemeli. Azerice'nin her bir bölgesel varyasyonu, o bölgenin tarihine, kültürüne ve toplumsal yapısına ışık tutar. Bir dilin “şive” olarak adlandırılması, bu farkın önemsizleştirildiği bir bakış açısını yansıtıyor olabilir. Sadece Azerbaycan’ın farklı köylerinde ya da şehirlerinde konuşulan dilin farklılıkları değil, aynı zamanda bu dilin halk arasında nasıl benimsendiği, hangi kelimelerin hangi sosyal statülerle bağlantılı olduğu da çok önemli.

Dil, sadece bir iletişim aracından çok daha fazlasıdır. Toplumun kültürel kimliğini inşa etme, sınırlarını belirleme, iç ve dış dünyayla olan ilişkisini kurma sürecinde dilin rolü büyüktür. Bu anlamda Azerice’nin “şive” olarak adlandırılması, adeta bir küçümseme değil midir? Yani, bu farklılıkların “şive” diye etiketlenmesi, bu farklılıkları bir yandan ötekileştirme, bir yandan da zayıflaştırma anlamına gelmiyor mu?

Kadın ve Erkek Perspektifinden Azerice’ye Bakış

Erkekler, stratejik ve problem çözme odaklı düşünme eğilimindedir. Dilin farklı varyasyonları arasındaki farkları tespit etme konusunda, analitik bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Bu bakış açısına göre, Azerice’deki şive farklılıkları, daha çok fonetik, gramatikal ya da kelime dağarcığıyla ilgili teknik farklılıklardır. Bu, bir tür "problem çözme" yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, bir kelimenin ya da aksanın başka bir kelime ya da aksanla nasıl özdeşleştiğine dair daha soğukkanlı bir analiz yapma isteğinden doğar.

Kadınlar ise genellikle daha empatik ve insan odaklı bir bakış açısına sahiptir. Bu nedenle, dilin farklılıklarını daha çok toplumun sosyal yapısına ve insanların birbirleriyle olan etkileşimlerine göre değerlendirirler. Bir kelime ya da aksanın değişmesinin, toplumsal dinamikleri ve kimlik inşasını nasıl etkilediği üzerine düşündüklerinde, sadece dilin kurallarıyla değil, toplumun kültürel yapısıyla da ilgilenirler. Kadınların bu konuda daha hassas olmaları, dilin sadece bir iletişim aracı olmanın ötesinde bir kimlik, statü ve kültür taşıyıcısı olduğunun farkında olmalarından kaynaklanır.

Erkeklerin bakış açısının daha analitik olması, şive farklarını sadece teknik bir mesele olarak görmelerine yol açarken, kadınlar dilin içindeki insani boyutları ve toplumsal etkilerini tartışmada daha cesur ve ileriye dönük düşünceler üretebilirler. Bu da bazen erkeklerin bakış açısını dar bir çerçeveye hapseder.

Toplumsal Eleştiriler ve Zayıf Noktalar

Azerice’deki şive meselesi, aynı zamanda dilin toplumsal eşitsizliklerle ilişkisini de gözler önüne seriyor. Bu şive ayrımcılığı, sadece dilsel bir mesele değil, aynı zamanda bir tür kültürel elitizm yaratabilir. Yüksek statüdeki bireyler, kendilerini doğru şekilde ifade edebilmek adına belirli bir lehçeyi kullanırken, bu durum daha düşük sosyal sınıflardan gelenlerin aksanlarını küçümseme eğiliminde olabilir. Bu durumun, Azerice’nin farklı şivelerinin yanlış anlaşılmasına ve halk arasında gereksiz yere değerli ya da değersiz kategorilere ayrılmasına yol açtığını söylemek yanlış olmaz.

Azerice’deki bu ayrımcılık, hem içsel hem de dışsal bir tehdit oluşturuyor. İçsel tehdit, toplumun kendi diline duyduğu saygıyı yitirerek, dilin temel özelliklerinden sapmasına neden olur. Dışsal tehdit ise, bu dilin ötekileştirilmesi ve daha büyük kültürel çatışmalara yol açmasıdır. Dil, sadece bir iletişim aracından çok daha fazlasıdır, bu yüzden onu küçümsemek ya da "şive" olarak adlandırmak, o dili konuşan bireylerin kimliklerini sorgulamaya yol açabilir.

Sonuç ve Tartışma Soruları

Azerice’deki şive farkları, dilin doğal bir evrimi midir, yoksa toplumsal bir ayrımcılığın sonucu mudur? Şiveyi küçümsemek, halk dilinin doğal bir gelişimi olarak kabul edilebilecek mi, yoksa bu farklılıkları yapay bir ayrımcılıkla mı etiketliyoruz?

Ve daha önemli bir soru: Azerice’nin her bir varyasyonu, o dilin kimliğini oluşturuyor. Bu kimlik, toplumun sosyal yapısını ne ölçüde etkiliyor ve dildeki bu farklılıklar, insanların birbirlerine olan bakış açılarını nasıl değiştiriyor?

Sizin düşüncelerinizi duymak isterim, forumdaşlar.