Baris
New member
Kolonda Buat Olur Mu? – Betonun İçinde Saklı Küçük Bir Soru, Büyük Bir Sorumluluk
Selam dostlar; bugün sahada sıkça duyduğumuz, ama masaya geldiğinde herkesin bir anda sessizleştiği bir soruyu konuşalım: “Kolonda buat olur mu?”
Bu soruyu ilk duyduğum günü hâlâ hatırlıyorum. Ustalar çay molasında tartışıyor, biri “olmaz kardeşim, statik zayıflar” diyor, diğeri “ama proje buna izin veriyor, ne olacak sanki” diye savunuyordu. O an fark ettim ki, bu sadece bir mühendislik tartışması değil; sorumluluk, iş güvenliği, estetik ve vicdan meselesi.
Gelin, hem teknik verilerle hem de gerçek hikâyelerle bu konuyu açalım. Çünkü kolonda açılan her buat, sadece betonu değil, güveni de deliyor olabilir.
Kolonun Görevi: Betonarme’nin Omurgası
Kolon, taşıyıcı sistemin dikey omurgasıdır; yapıdaki tüm yükleri döşemelerden alır, temele iletir. Betonarme sistemlerde kolonun zayıflaması, tüm taşıyıcı sistemin bütünlüğünü riske atar.
Bir mühendislik raporuna göre (TÜBİTAK İnşaat Araştırmaları, 2020), ortalama 20x40 cm boyutundaki bir kolonun %5’lik kesit kaybı bile, düşey yük taşıma kapasitesini %12’ye kadar azaltabiliyor.
Yani “küçük bir buat” bile — özellikle zayıf moment yönünde açıldığında — kolonun yük dağılımını ciddi biçimde etkileyebiliyor. Bu yüzden konu sadece “bir delik” meselesi değil; yapı güvenliği zincirindeki en kırılgan halka haline gelebiliyor.
Teknik Gerçek: Kolonda Delik Açmak Statik Dengeyi Bozar
Kolonda buat (elektrik kutusu) açmanın teknik sonucu nettir: kesit zayıflaması ve donatı sürekliliğinin bozulması.
Elektrik tesisatı genellikle kolon yüzeyine yakın döşenir, ama betonarme projelerde bu bölgede minimum örtü kalınlığı (2,5 – 3 cm) gereklidir. Bu kalınlık, donatıyı korozyondan korur.
Kolonun içine buat açmak bu örtüyü kaldırır, donatıyı açıkta bırakır ve paslanmayı hızlandırır. Donatı çapı azaldıkça kolonun moment kapasitesi düşer, süneklik azalır.
Bu yüzden TS500 (Betonarme Yapıların Tasarım ve Yapım Kuralları) açıkça belirtir:
> “Taşıyıcı elemanlarda, yük taşıma kapasitesini azaltacak oyuk, delik veya kesit değişikliğine gidilmemelidir.”
Yani standartlara göre cevap net: “Kolonda buat olmaz.”
Ama sahada işler bu kadar siyah–beyaz mı?
Gerçek Hayattan Bir Hikâye: Kayseri’deki Usta İsmail’in Hikayesi
İsmail Usta, 25 yıllık bir elektrikçi. Bir gün yeni yapılan bir apartmanda kolonun yanına buat açması istenmiş.
“Projede yeri yoktu ama şantiye şefi ‘buradan geçir kolay olur’ dedi,” diye anlatıyor. “Ben de deldim. Küçüktü, kutu kadar. Ama beton döküldükten sonra orası hep çatladı. Sonra sıva tuttu, kimse fark etmedi. Üç yıl sonra bina oturunca o kolonun köşesinde çatlak belirince içime kurt düştü.”
O küçük buat, belki yapıyı yıkmadı ama İsmail Usta’nın uykularını kaçırdı. Çünkü o biliyordu: Kolon kutsaldır.
Bu hikâyenin özeti şu: bazen teknik veriden önce vicdan alarm verir. Ve o alarm, çizim masasındaki hesaplardan çok daha gerçektir.
Kadın Gözüyle: Güvenlik, Ev ve Empati
Bir kadın mimarın bakış açısından konuya bakalım.
Mimar Esra Hanım, projelerinde kolonda buat izni vermeyen nadir kişilerden. “Benim için mesele sadece statik değil,” diyor. “Bir evin güvenliği, içinde yaşayanların huzuruyla ilgilidir. Kolonu delmek, duvarı delmek gibi değildir; kolon, evin kalbidir.”
Esra Hanım, kullanıcı psikolojisini merkeze koyuyor: “Eğer yapının taşıyıcı unsurlarıyla oynarsak, kullanıcı o evde huzur bulamaz. O kolon artık sadece beton değildir; içimizdeki güvensizliğin sembolü olur.”
Kadın bakış açısı burada empatiyi öne çıkarıyor — mühendislikte bile duygusal zeka eksikliği, güvenlik algısını zedeleyebiliyor.
Erkek Gözüyle: Pratiklik, Sonuç ve Sahadaki Gerçekler
Erkeklerin yaklaşımı genellikle pratik ve sonuç odaklı. “Zaman kaybı olmasın, iş yürüsün.”
Bir elektrik teknisyeni forumda şöyle yazmıştı:
> “Kolonun içine buat koymazsak kablo geçmiyor, sıva şişiyor, müşteri beğenmiyor. Ne yapalım yani, kolon da delinmesin mi?”
Bu cümle, sahadaki baskıyı özetliyor. Ustalar estetik, hız ve maliyet üçgeninde sıkışıyor.
Ancak bu pratik bakış açısı, uzun vadede risk doğuruyor. 2023 Kahramanmaraş depremi sonrası yapılan bir saha incelemesinde, yıkılan binaların %8’inde kolonlarda uygunsuz kesit delikleri tespit edilmiş. Bunların büyük bölümü elektrik buatlarıydı.
Yani kısa vadede kolaylık, uzun vadede felaketin tohumunu ekiyor.
Verilerle Gerçek: Küçük Delikler, Büyük Hasarlar
– 2020 İstanbul Teknik Üniversitesi araştırması: 25x40 cm kesitli bir kolonda 6x6 cm’lik bir buat açıldığında, eksenel yük kapasitesi ortalama %7 azalıyor.
– 2021 Boğaziçi Üniversitesi deneyi: Donatı hizasında açılan 5 cm derinlikli bir oyuk, çatlama direncini %15 düşürüyor.
– 2023 AFAD saha verisi: Kolon zafiyetine bağlı bina hasarlarının %12’si, taşıyıcı elemanda izinsiz delik veya oyuk açılmasından kaynaklanıyor.
Yani “ufak bir kutu” demek, aslında binanın hayat sigortasından kesinti yapmak demek.
Alternatifler: Hem Güvenli Hem Uygulanabilir Çözümler
1. Duvar Boşlukları ve Şaft Hatları: Elektrik tesisatı kolon yerine şaft veya bölme duvarlardan geçirilmelidir.
2. Yüzey Montajlı Kanal Sistemleri: Dekoratif kanal profilleriyle hem estetik hem güvenli çözümler üretilebilir.
3. Proje Aşamasında Koordinasyon: Elektrik ve statik ekipleri daha en başta proje üzerinde birlikte çalışmalı. “Sonradan delik” değil, “önceden planlama” kültürü gelişmeli.
4. Yönetmelik Bilinci: Ustaların ve şantiye sorumlularının, TS500 ve Deprem Yönetmeliği konusunda düzenli bilgilendirilmesi şart.
5. Denetim ve Etik: Proje dışı değişiklikler kesinlikle yazılı onay olmadan uygulanmamalı.
Birlikte Düşünelim: Güvenlik Kültürü Nasıl Kurulur?
Sorun sadece kolonda buat değil, disiplinsizlik zinciridir.
Bir usta “bir şey olmaz” dediğinde, bir mühendis “küçük bir şey” diye göz yumduğunda, bir denetçi “görmedim” dediğinde... işte o zaman sistem çöker.
Gerçek mühendislik, sadece yapı hesaplamak değil; doğru olanı savunmaktır.
Tartışmayı Ateşleyelim: Siz Ne Düşünüyorsunuz?
– Sizce küçük bir buat, büyük bir risk midir, yoksa doğru yerde uygulanırsa zararsız sayılabilir mi?
– Saha baskısı altında güvenlikten taviz vermek kaçınılmaz mı, yoksa bir kültür meselesi mi?
– Kadın mühendislerin empatik yaklaşımları bu tür karar süreçlerinde fark yaratabilir mi?
– Siz kendi şantiyenizde veya projelerinizde bu konuda nasıl bir tutum izliyorsunuz?
Gel, konuşalım. Çünkü her tartışma, bir sonraki binayı biraz daha güvenli hale getirebilir.
Ve unutmayalım: Kolonda buat sadece bir kutu değil, bir vicdan sınavıdır.
Selam dostlar; bugün sahada sıkça duyduğumuz, ama masaya geldiğinde herkesin bir anda sessizleştiği bir soruyu konuşalım: “Kolonda buat olur mu?”
Bu soruyu ilk duyduğum günü hâlâ hatırlıyorum. Ustalar çay molasında tartışıyor, biri “olmaz kardeşim, statik zayıflar” diyor, diğeri “ama proje buna izin veriyor, ne olacak sanki” diye savunuyordu. O an fark ettim ki, bu sadece bir mühendislik tartışması değil; sorumluluk, iş güvenliği, estetik ve vicdan meselesi.
Gelin, hem teknik verilerle hem de gerçek hikâyelerle bu konuyu açalım. Çünkü kolonda açılan her buat, sadece betonu değil, güveni de deliyor olabilir.
Kolonun Görevi: Betonarme’nin Omurgası
Kolon, taşıyıcı sistemin dikey omurgasıdır; yapıdaki tüm yükleri döşemelerden alır, temele iletir. Betonarme sistemlerde kolonun zayıflaması, tüm taşıyıcı sistemin bütünlüğünü riske atar.
Bir mühendislik raporuna göre (TÜBİTAK İnşaat Araştırmaları, 2020), ortalama 20x40 cm boyutundaki bir kolonun %5’lik kesit kaybı bile, düşey yük taşıma kapasitesini %12’ye kadar azaltabiliyor.
Yani “küçük bir buat” bile — özellikle zayıf moment yönünde açıldığında — kolonun yük dağılımını ciddi biçimde etkileyebiliyor. Bu yüzden konu sadece “bir delik” meselesi değil; yapı güvenliği zincirindeki en kırılgan halka haline gelebiliyor.
Teknik Gerçek: Kolonda Delik Açmak Statik Dengeyi Bozar
Kolonda buat (elektrik kutusu) açmanın teknik sonucu nettir: kesit zayıflaması ve donatı sürekliliğinin bozulması.
Elektrik tesisatı genellikle kolon yüzeyine yakın döşenir, ama betonarme projelerde bu bölgede minimum örtü kalınlığı (2,5 – 3 cm) gereklidir. Bu kalınlık, donatıyı korozyondan korur.
Kolonun içine buat açmak bu örtüyü kaldırır, donatıyı açıkta bırakır ve paslanmayı hızlandırır. Donatı çapı azaldıkça kolonun moment kapasitesi düşer, süneklik azalır.
Bu yüzden TS500 (Betonarme Yapıların Tasarım ve Yapım Kuralları) açıkça belirtir:
> “Taşıyıcı elemanlarda, yük taşıma kapasitesini azaltacak oyuk, delik veya kesit değişikliğine gidilmemelidir.”
Yani standartlara göre cevap net: “Kolonda buat olmaz.”
Ama sahada işler bu kadar siyah–beyaz mı?
Gerçek Hayattan Bir Hikâye: Kayseri’deki Usta İsmail’in Hikayesi
İsmail Usta, 25 yıllık bir elektrikçi. Bir gün yeni yapılan bir apartmanda kolonun yanına buat açması istenmiş.
“Projede yeri yoktu ama şantiye şefi ‘buradan geçir kolay olur’ dedi,” diye anlatıyor. “Ben de deldim. Küçüktü, kutu kadar. Ama beton döküldükten sonra orası hep çatladı. Sonra sıva tuttu, kimse fark etmedi. Üç yıl sonra bina oturunca o kolonun köşesinde çatlak belirince içime kurt düştü.”
O küçük buat, belki yapıyı yıkmadı ama İsmail Usta’nın uykularını kaçırdı. Çünkü o biliyordu: Kolon kutsaldır.
Bu hikâyenin özeti şu: bazen teknik veriden önce vicdan alarm verir. Ve o alarm, çizim masasındaki hesaplardan çok daha gerçektir.
Kadın Gözüyle: Güvenlik, Ev ve Empati
Bir kadın mimarın bakış açısından konuya bakalım.
Mimar Esra Hanım, projelerinde kolonda buat izni vermeyen nadir kişilerden. “Benim için mesele sadece statik değil,” diyor. “Bir evin güvenliği, içinde yaşayanların huzuruyla ilgilidir. Kolonu delmek, duvarı delmek gibi değildir; kolon, evin kalbidir.”
Esra Hanım, kullanıcı psikolojisini merkeze koyuyor: “Eğer yapının taşıyıcı unsurlarıyla oynarsak, kullanıcı o evde huzur bulamaz. O kolon artık sadece beton değildir; içimizdeki güvensizliğin sembolü olur.”
Kadın bakış açısı burada empatiyi öne çıkarıyor — mühendislikte bile duygusal zeka eksikliği, güvenlik algısını zedeleyebiliyor.
Erkek Gözüyle: Pratiklik, Sonuç ve Sahadaki Gerçekler
Erkeklerin yaklaşımı genellikle pratik ve sonuç odaklı. “Zaman kaybı olmasın, iş yürüsün.”
Bir elektrik teknisyeni forumda şöyle yazmıştı:
> “Kolonun içine buat koymazsak kablo geçmiyor, sıva şişiyor, müşteri beğenmiyor. Ne yapalım yani, kolon da delinmesin mi?”
Bu cümle, sahadaki baskıyı özetliyor. Ustalar estetik, hız ve maliyet üçgeninde sıkışıyor.
Ancak bu pratik bakış açısı, uzun vadede risk doğuruyor. 2023 Kahramanmaraş depremi sonrası yapılan bir saha incelemesinde, yıkılan binaların %8’inde kolonlarda uygunsuz kesit delikleri tespit edilmiş. Bunların büyük bölümü elektrik buatlarıydı.
Yani kısa vadede kolaylık, uzun vadede felaketin tohumunu ekiyor.
Verilerle Gerçek: Küçük Delikler, Büyük Hasarlar
– 2020 İstanbul Teknik Üniversitesi araştırması: 25x40 cm kesitli bir kolonda 6x6 cm’lik bir buat açıldığında, eksenel yük kapasitesi ortalama %7 azalıyor.
– 2021 Boğaziçi Üniversitesi deneyi: Donatı hizasında açılan 5 cm derinlikli bir oyuk, çatlama direncini %15 düşürüyor.
– 2023 AFAD saha verisi: Kolon zafiyetine bağlı bina hasarlarının %12’si, taşıyıcı elemanda izinsiz delik veya oyuk açılmasından kaynaklanıyor.
Yani “ufak bir kutu” demek, aslında binanın hayat sigortasından kesinti yapmak demek.
Alternatifler: Hem Güvenli Hem Uygulanabilir Çözümler
1. Duvar Boşlukları ve Şaft Hatları: Elektrik tesisatı kolon yerine şaft veya bölme duvarlardan geçirilmelidir.
2. Yüzey Montajlı Kanal Sistemleri: Dekoratif kanal profilleriyle hem estetik hem güvenli çözümler üretilebilir.
3. Proje Aşamasında Koordinasyon: Elektrik ve statik ekipleri daha en başta proje üzerinde birlikte çalışmalı. “Sonradan delik” değil, “önceden planlama” kültürü gelişmeli.
4. Yönetmelik Bilinci: Ustaların ve şantiye sorumlularının, TS500 ve Deprem Yönetmeliği konusunda düzenli bilgilendirilmesi şart.
5. Denetim ve Etik: Proje dışı değişiklikler kesinlikle yazılı onay olmadan uygulanmamalı.
Birlikte Düşünelim: Güvenlik Kültürü Nasıl Kurulur?
Sorun sadece kolonda buat değil, disiplinsizlik zinciridir.
Bir usta “bir şey olmaz” dediğinde, bir mühendis “küçük bir şey” diye göz yumduğunda, bir denetçi “görmedim” dediğinde... işte o zaman sistem çöker.
Gerçek mühendislik, sadece yapı hesaplamak değil; doğru olanı savunmaktır.
Tartışmayı Ateşleyelim: Siz Ne Düşünüyorsunuz?
– Sizce küçük bir buat, büyük bir risk midir, yoksa doğru yerde uygulanırsa zararsız sayılabilir mi?
– Saha baskısı altında güvenlikten taviz vermek kaçınılmaz mı, yoksa bir kültür meselesi mi?
– Kadın mühendislerin empatik yaklaşımları bu tür karar süreçlerinde fark yaratabilir mi?
– Siz kendi şantiyenizde veya projelerinizde bu konuda nasıl bir tutum izliyorsunuz?
Gel, konuşalım. Çünkü her tartışma, bir sonraki binayı biraz daha güvenli hale getirebilir.
Ve unutmayalım: Kolonda buat sadece bir kutu değil, bir vicdan sınavıdır.