Örgün Eğitim Ne Demek Tarih ?

Baris

New member
Örgün Eğitim Nedir?

Örgün eğitim, genellikle devlet veya özel eğitim kurumlarında düzenlenen, belirli bir müfredat çerçevesinde, sınıf içi öğretim yöntemleriyle gerçekleştirilen eğitim türüdür. Bu eğitim biçimi, öğrencilere belirli bir yaş seviyesinde, sistemli bir şekilde sunulur. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite gibi eğitim aşamalarında örgün eğitim uygulanmaktadır. Bu eğitim türü, öğrencilerin belirli bir bilgi ve beceri düzeyine ulaşmalarını sağlamak amacıyla profesyonel öğretmenler tarafından verilir ve genellikle belirli bir süreye yayılır.

Örgün eğitimin, farklı yaş grupları ve öğrenim seviyeleri için belirlenmiş bazı genel özellikleri vardır. Öğrenciler belirli bir programı takip eder, genellikle fiziksel sınıf ortamlarında öğrenirler ve öğretmenler tarafından yönlendirilirler. Bu tür eğitimde, öğrencilerin başarı düzeyi, genellikle sınavlar ve değerlendirmelerle ölçülür. Öğrenciler örgün eğitim sürecinde çeşitli derslerden geçer, akademik ve sosyal becerilerini geliştirirler.

Örgün Eğitimin Tarihsel Gelişimi

Örgün eğitim, insanlık tarihinin ilk dönemlerinden itibaren bir eğitim biçimi olarak var olmuştur. Antik Yunan’da, özellikle Platon ve Aristo gibi filozoflar eğitim ve öğretimin önemine vurgu yapmışlardır. Ancak örgün eğitimin modern anlamda şekillenmesi, sanayi devrimiyle birlikte hız kazanmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda, Avrupa'da eğitim sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte, devletlerin eğitim politikaları daha düzenli hale gelmeye başlamıştır. Bu dönemde, zorunlu eğitim uygulamaları başlatılmış ve devletler, eğitim alanında daha fazla sorumluluk almaya başlamıştır.

Örgün eğitimin önemli bir dönüm noktası, 1789 Fransız Devrimi'nden sonra Fransız eğitim sisteminin, özellikle de eğitimin herkese açık hale gelmesiyle yaşanmıştır. Ardından, 19. yüzyılda eğitimdeki laikleşme hareketleri ve zorunlu eğitim uygulamaları dünya genelinde yaygınlaşmıştır. İlköğretimin zorunlu hale getirilmesi, 19. yüzyılın sonlarına doğru birçok ülkede kabul edilen bir ilke olmuştur. Bu gelişmeler, örgün eğitimin daha kurumsallaşmasına ve yaygınlaşmasına neden olmuştur.

20. yüzyılın başlarında, eğitimdeki farklı seviyeler ve bu seviyeler arasındaki geçişler daha da netleşmiştir. Örgün eğitimde kaliteyi artırmak amacıyla müfredatlar geliştirilmiş, öğretmenlerin eğitimi için çeşitli programlar oluşturulmuştur. 20. yüzyılın sonlarına doğru, eğitimdeki eşitlik ve erişilebilirlik, tüm dünyada gündeme gelmiş ve küresel bir eğitim reformu hareketi başlamıştır.

Örgün Eğitim ve Yaygın Eğitim Arasındaki Farklar

Örgün eğitim ile yaygın eğitim arasındaki farklar, eğitim türlerinin yapısından kaynaklanır. Örgün eğitim, belirli bir kurumsal yapıya dayalı olarak, belirli bir müfredata ve sınıf düzenine sahip eğitim biçimidir. Yaygın eğitim ise daha esnek bir yapıya sahip olup, genellikle okul dışı aktiviteler, kurslar, seminerler veya kendi kendine öğrenme gibi yöntemlerle gerçekleştirilir.

Örgün eğitim, öğrencilere genellikle belirli bir diplomanın verildiği, resmi eğitim sürecini içerirken, yaygın eğitim daha çok bireylerin öğrenme ihtiyaçlarına yönelik olarak sunulur. Örgün eğitimde dersler belirli bir sırayla ve müfredata uygun olarak işlerken, yaygın eğitimde daha serbest bir öğrenme süreci izlenir.

Örgün Eğitimin Amaçları ve Önemi

Örgün eğitimin temel amacı, öğrencilere gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak ve onları hayata hazırlamaktır. Bu eğitim, yalnızca akademik bilgi değil, aynı zamanda sosyal beceriler, etik değerler, sorumluluk bilinci ve toplumsal katılım gibi konuları da kapsar. Öğrenciler örgün eğitim sürecinde, kişisel gelişimlerini destekleyecek bir ortamda yetişirler.

Örgün eğitimin önemi, bireylerin ve toplumların gelişimi açısından oldukça büyüktür. Eğitim, bireylerin toplumda daha etkin bir şekilde yer almasını sağlar, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunur ve sosyal eşitliği teşvik eder. Ayrıca, örgün eğitim, kişilerin yaşam boyu öğrenme becerilerini geliştirmelerine olanak tanır ve bu da kişisel ve toplumsal refahı artırır.

Örgün Eğitim ve Eğitim Düzeyleri

Örgün eğitim, genellikle birkaç aşamada gerçekleşir. Her bir aşama, belirli bir yaş grubuna hitap eden ve öğretim metodolojisiyle farklılık gösteren bir eğitim türüdür. Bu düzeyler şu şekilde sıralanabilir:

1. Okul Öncesi Eğitim: 3-6 yaş arasındaki çocuklar için düzenlenen eğitim sürecidir. Bu dönemde çocukların temel beceriler kazanmaları ve sosyal gelişimlerini sağlamaları hedeflenir.

2. İlkokul Eğitimi: 6-12 yaş arasındaki çocuklar için yapılan ve temel okuma, yazma, matematik gibi becerilerin öğretildiği bir aşamadır.

3. Ortaokul Eğitimi: 12-15 yaş arasındaki öğrencilere yönelik eğitim aşamasıdır. Burada, temel derslerin yanı sıra daha gelişmiş akademik bilgi ve beceriler öğretilir.

4. Lise Eğitimi: 15-18 yaş arasındaki öğrenciler için düzenlenen bu aşama, öğrencilerin üniversiteye veya mesleki hayata hazırlanmasını sağlar.

5. Üniversite ve Yükseköğretim: Lisans, yüksek lisans ve doktora programlarıyla akademik eğitim devam eder. Bu aşamada öğrenciler, daha derinlemesine uzmanlık bilgileri edinir.

Örgün Eğitimin Zorlukları ve Geleceği

Örgün eğitim, dünya genelinde önemli bir eğitim biçimi olsa da, bazı zorluklarla karşı karşıyadır. Eğitimde eşitsizlik, öğretmen yetersizliği, kaynak eksiklikleri ve eğitim sistemlerinin hızlı değişen dünya ile uyumsuzluğu, örgün eğitimin karşılaştığı başlıca sorunlar arasında yer almaktadır. Ayrıca, dijitalleşme ile birlikte gelen değişiklikler, örgün eğitim sistemini yeniden şekillendirmeyi gerektirebilir.

Gelecekte, teknolojinin eğitim sistemine entegrasyonu, örgün eğitimi daha erişilebilir ve verimli hale getirebilir. Online eğitim platformlarının artan etkisi ve eğitimdeki dijital dönüşüm, öğrencilerin daha esnek ve kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimlerine sahip olmasını sağlayabilir. Örgün eğitimin geleceği, büyük ölçüde bu teknolojik gelişmelerin nasıl entegre edileceğine ve dünya genelindeki eğitim politikalarının nasıl evrileceğine bağlı olacaktır.

Sonuç

Örgün eğitim, toplumların kalkınmasında kritik bir rol oynayan, bireylerin bilgi ve beceriler kazandığı resmi bir eğitim sürecidir. Tarihsel gelişimi, eğitimdeki eşitlikçi ve erişilebilirlikçi anlayışlarla paralel olarak şekillenmiştir. Gelecekte, teknoloji ve dijitalleşmenin etkisiyle, örgün eğitim daha esnek, ulaşılabilir ve etkin hale gelebilir. Bu bağlamda, örgün eğitim, sadece bireysel gelişimi değil, toplumsal kalkınmayı da önemli ölçüde etkilemeye devam edecektir.